ANA SAYFA

 



Ismarlama üretilmiş resmi tarih ve ideolojilerin yalanla, kurmacalarla, tahrifatlarla, fetişler ve tabularla dayattığı yakıcı bir unutkanlık toplumsal belleğimizi her gün biraz daha ele geçirmekte. Modernizmin uluslaştırma projeleriyle giderek geçmişimize yabancılaşmakta ve kültürel varlığımızın kimliksizleştirilmesi tehlikesi gün geçtikçe  büyümekte.

Geçmişi yok saymak mümkün gözükse de onu yok etmek mümkün değildir. Çünkü ideologların hunharca yazıp bozduğu ortak yaşantı,  kültürel ve sözlü bellekte en saf teşhiriyle inadına yaşamayı sürdürür; Mimesis Dergisi’nin  bir araştırması sayesinde tesadüfen haberdar olduğum Hagop Baronyan’la aylardır çocukluğumun geçtiği Samatya’da Sahakyan Nunyan’ ın bahçesinde oyun arkadaşlarımlayım. Kulağımda hasta olduğumda Nüverik Yaya’nın bilmediğim bir dilde ettiği dualar, Mardik ve Mıgır’la bitmek bilmeyen gazoz kapağı rekabetleri… Kimdi hatırlamıyorum, mahalleye yeni taşınmış irice bir çocuktu, Jaklin’in boynundaki haçı koparıp yere fırlattığında nasıl da korkmuştuk. Yüzlerimizdeki şaşkınlığı ve o çocuk günlerine çok ağır gelen utancı hala unutamam…

Şöyle diyor Atlas Dergisi’nden Güven Eken: “…Daha önce yaşamış insanların yarattığı kültür toplumun köklerinin ana damarlarıdır… Kökleri kesilen bir toplumda önce özgüven, yaratıcılık ve üretim kaybolur. Bunlar yerine özenti, kopyacılık ve tembellik ikame der… Bir canlının çoğalmasını engellemek istiyorsan onun dallarını kırarsın. Eğer onun büyümesini durdurmak istersen gövdesini kesersin ve fakat onu tümüyle yok etmek istersen, köklerini kurutursun.”

Barış içinde, özgür bir gelecek için geçmişin perdesini bir kez daha açalım o zaman. Hepinize iyi seyirler dilerim.

ENGİN ALKAN

 

 
ŞARK DİŞÇİSİ KÜNYE
YAZAN: HAGOP BARONYAN
ÇEVİREN: BOĞOS ÇALGICIOĞLU
MÜZİK: SELİM ATAKAN
ŞARKI SÖZLERİ/ REJİ: ENGİN ALKAN
DEKOR/ IŞIK TASARIMI: CEM YILMAZER
KOSTÜM TASARIMI: TOMRİS KUZU
KOREOGRAFİ: SELÇUK BORAK
ORKESTRA ŞEFİ: HAKAN ELBİR
 
OYNAYANLAR
KOLBAŞI: SELÇUK BORAK
TAPARNİGOS: ÇAĞLAR ÇORUMLU
MARTA: SEVİL AKI
YERANYAG: SELİN TÜRKMEN
TOVMAS: ÜMİT DAŞDÖĞEN
SOFİ: SEVİNÇ ERBULAK
MARKAR: HÜSEYİN TUNCEL
LEVON: SALİH BADEMCİ
NİGO: EMRAH ÖZERTEM
GİRAGOS: TUĞRUL ARSEVER
MARGOS: ÜMİT DAŞDÖĞEN

KUMPANYA:
ÇİĞDEM GÜREL, SENEM OLUZ,  ÖZGE O’NEİLL, YASEMİN GÜVENÇ,
REYHAN KARASU, MURAT ÜZEN, SERKAN BACAK, OKAN PATIRER,
Y. ARDA ALPKIRAY
 
ORKESTRA
ORKESTRA ŞEFİ: HAKAN ELBİR
KLARNET: GONCA BEKER
TROMPET: ORÇUN TEKELİOĞLU
SAKSAFON: BARIŞ ÖZER
TROMBON: FUAT CAN BAŞKIR
KANUN: ESRA KARABAŞ
PİYANO: BURÇAK ÇÖLLÜ
BAS: SALTUK TUKUR
PERKÜSYON: MURAT GÜREÇ
DAVUL: EVRİM KARAGÖZ
VİYOLONSEL: ORCAN KOÇ
 
Yönetmen Yardımcıları: Zafer Kırşan, Berna Adıgüzel, Aslı Nimet Altaylar
Korrepetitör: Burçak Çöllü
Sahne Uygulama: Cihan Aşar
Kostüm Uygulama: Hacer Duran
Şapka uygulama: Nilgün Kural
Işık Uygulama: Ali Öztürk, Gökhan Davulcu, Osman Aktan
Efekt Uygulama: Fatih Yıkılmaz, Metin Taşkıran,
Nesin Coşkuner, Gökçe Selim
 
Sahne Terzileri: Fatma Demir, İbrahim İvak
Sahne Kuaförleri: A. Kadir Ural, Kamber Damar
Sahne Teknisyenleri: Necati Öcal, Fahri Çolakoğlu, Yusuf Akçay, Yılmaz Koca, Dilaver Güneş
Aksesuar Sorumluları: Cengiz Önay, Süleyman Çetinel, Özay Apaydın
Fotoğraflar: Selin Tuncer, Ahmet Çelikbaş
 
Diyalekt danışmanlığı ve “Zalim Felek” şarkı sözünün Ermenice çevirisi için Bercuhi Berberyan’a, Ermenice araştırmalar için Artun Özsemerciyan’a, metni Ermeni şivesiyle deşifre eden Jbid İskenderoğlu ve Kirkor Dinçkayıkçı’ya, yardımcı dramaturg Melek Ata’ya, reji asistanlarımız; Hakan Eke, Vehbi Akıntürk, Azer Şelte ve Yiğit Akalın’a, “Şark Kumpanyası” logo tasarımı için Gülhan Kaçmaz’a, kostüm asistanı Gizem Dila Kars’a
ve
Clown Atölyesi için Hakan Yavaş’a,
Jonglörlük çalışması için Özgür Kavurmacıoğlu, Mahir Gündoğdu ve KABİLE Alternatif Performans Topluluğu’na,
Makyaj tasarımı için Yulia Gushul, Gila Benezra ve Ayça Baylan Yadel’e
teşekkür ederiz.


 ŞARK DİŞÇİSİ'NİN "BİÇİM"LENME HİKAYESİ;

Moliére ya da Goldoni’de yeniden keşfedilmezden evvel de bu topraklarda varlığını sürdüren halk tiyatrosu formlarına özgü biçim ve içerik özelliklerini taşıyan Hagop Baronyan’ın “Şark Dişçisi” oyunu;  kendi döneminde kaleme alınmış pek çok oyundan daha fazla “teatral” malzeme ve özgünlük taşıyan bir metin olarak karşımıza çıktı.

“Şark Dişçisi” oyunu özelinde Baronyan’ın  hicvinin bizce asıl ekseninde bulunan 19. Yy. batılılaşmasının bugün hala izi sürülebilecek kendi kimliğini reddetme eğiliminin,  aynı tarihsel süreçte radikal dönemeçlerini yaşayan Türk Tiyatrosu’nun,  kimliğini neredeyse aşağılayarak reddetmesiyle paralelliği,  Türkçe’de  ölümünden yüz yılı aşkın bir zaman sonra tanıştığımız Türkiyeli Baronyan’ın da imzasıyla birleşerek,  sahnelemenin biçim ve içeriği taşıyacak katmanlarını oluşturdu.

Bugünün seyircisinin karşısında sahneye taşınacak tüm klasik metinlerin sahneleme süreçlerinin gerektirdiği “restorasyon” ve “yeniden okuma”nın çıkış noktasında;  sahnelemenin biçimini de belirleyen,  yazarın halk tiyatrosu formundan beslenen üslûbu ve oyunun tarihsel arka planındaki, bugünü de içine alan süreçler vardı.

Modern Türk Tiyatrosu’nu başlatan oluşum olarak tarihe geçen “Şark Tiyatrosu”nun da oyuncularından olan  Hagop Vartovyan (nam-ı diğer Güllü Agop) ’la sıklıkla karıştırılan Hagop Baronyan’ın oyunun adının da “Şark Dişçisi” olmasının ironik tesadüfü bir yana, Ermenilerin tiyatro sahnesindeki kadim varlığının altını çizmek, nostaljik bir anımsatma ya da romantik bir sahiplenmeye ihtiyaç duymadan, kendi tiyatromuzun köklerine dönmenin olağan sonucu olarak sahnede yerini buldu.

Sahnelemenin bir parçası olarak metne eklenen;  sahiplenilmiş herhangi bir “toprak”tan ve rasyonel  “zaman” algısından bağımsız bir araba ile, 21.yy’a kadar gelen; ünlü sirklerin tanıdık soytarıları gibi, “apukurya maskarası” gibi, Commedia Dell’arte ya da Orta Oyunu’ndan fırlamış gibi giyinen “Şark Kumpanyası”nın oyuncuları;  üzerlerinde tiyatronun arkaik kökenlerini, kültürden kültüre geçmiş geleneksel tiyatro ve gösteri formlarında kullanılan tanıdık motifleri barındıran kostümler ve makyajlarla;  Baronyan gibi,  bizim oyuncularımız gibi,  “tiyatro”nun binlerce yıllık izlerini taşıyarak, bir tarihin sahibi ve parçası olarak bugünün sahnesine çıktılar.

Oyunun sahne üzerinde yeniden kurulan seyirlik malzemesini besleyen ve plastiğini belirleyen bu çerçeve kurgunun parçaları oluşturulurken;  ortak tiyatro geçmişi ve geleneğinin en aşina unsurlarından yararlanıldı.  Orta Oyunu terminolojisinden bir isimle adlandırdığımız anlatıcı figürü Kolbaşı,  Baronyan’ın apar konuşmalarla seyirciye açtığı metninin açık biçim yapısını desteklerken,  Antik Yunan Tiyatrosu’ndakine benzer biçimde korolaştırılan Kadınlar ve Erkekler,  Baronyan’ın satır aralarına yerleştirdiği cinsiyetler üzerine algıyı sahnede üç boyutlu hale getirmeye aracı oldular. 

19.yy tiyatrosuna ilişkin bazı unsurlar;  kimi kaynaklarda tulûat sanatçılarınca “katledildiğinden” dem vurulan Shakespeare’in en ünlü repliklerinden devşirilmiş,  Uşak Giragos rolünü oynayan Figüran’ın Baronyan’ın “gayet yerli” oyun kurgusuna bizim elimizle “yapıştırdığı” tiradı, dönem tiyatrolarında gösteri aralarında kadınların seyirciyi eğlendirmek için söylediğine benzer bir kantonun icrası..vb parçalarla,  halk tiyatrosunun grotesk biçimi ise kostüm ve makyajı da taşıyan oyunculuk üslubuyla sahneye taşındı.

Baronyan’ın metnin tüm zeminine çeşitli biçimlerde yaydığı, dönemin batılılaşma sürecinin;  özgün kimliği örten, kavramların içini boşaltan etkisine eleştirisi, sahne üzerinde yeniden kurgulanan tanıdık durumlarla sahiplenildi. Osmanlı’da batılılaşmanın belirgin rengi olan Fransız etkisi, Paris’ten yeni dönmüş genç aşık Levon’un ne Türkçe’yi ne Fransızca’yı taşıyamayan aksanlı konuşmasında biçimlendi. Ya da  Baronyan’ın dönemin batılı eğlence özentisi olan bir baloda buluşturduğu dönem İstanbul’unun en batılı yüzü olan Peralılar, “Avrupalı adabıyla” dans etmeleri gerekirken, bir davul sesiyle,  içinde Ermeni halk dansı figürleri de barındıran bu coğrafyaya ait bir dansta kendilerini kaybedip belki de aslında buluverdiler. Oyunun geleneklere en yakın duran diğer aşık figürü Markar, baloda değil de bir meyhanede, genç aşık Levon’u bile etkileyen Ermenice bir ağıtta acısını dillendirdi…

Şark Dişçisi’ni sahne ışıklarına çıkarma serüvenimiz, sahne üzerindeki malzemesini her şeyden evvel kendi zenginliğinde bulmayı seçen bir araştırma ve kurgulama süreciyle şekillendi. İzleyenin keşfine bıraktığımız sayısız ayrıntıyla şekillendirilmiş ortak cümlemizi; sahne üzerinde,  çağdaş bir sahnelemenin plastik zenginliğini oluşturan unsurlarla iç içe kurarken;  Baronyan’ın, döneminin, bugün farklı biçimlerde tezahür etse de hala var olan çelişkilerini, keskin bir gözle ele alan bakışı ile, bize en çok, kendimizi arayıp bulmamızı hatırlatan sözünü sahiplendik.

 SİNEM ÖZLEK / Dramaturg

 





 
BİZİM TİYATRO
 
" Oyuncularımız var, yabancı rolleri yabancılar kadar başarılı oynayabiliyorlar. Rejisörlerimiz var, Avrupa’da gördükleri mizansenleri burada aynen uygulayıp alkış topluyorlar. Yazarlarımız var, yapıtlarını yabancı örneklere benzetebildikleri ölçüde iyi yazar sayılıyorlar.
 
Hepsi iyi hoş da, peki ama nerde Türk oynayışı, Türk sahneleyişi, Türk yazışı, Türk algılayışı? Bir kelime ile nerde Türk tiyatro üslubu? “Bizim Tiyatro” işte bunun peşinde gidecek. Bize özgü olanı araştırıp bulup önünüze sermeyi deneyecek.
 
Tiyatro, elbet insanlığın ortak malı. Tiyatro tarihi, her ulusa ortak ve zengin bir birikim sağlıyor. Ama her ulus da ona yüzyıllar boyu kendi özelliğinden katkılarda bulunmuş, bulunuyor. Tiyatro alanındaki yeni görünen yolların çoğu işte hep bu eski ve yeni yöresel katkılardan doğuyor.
 
Türk oyun tarzı, Türk oyun yazımı, Türk jesti, mimiği derken şovence bir duyguya kapıldığımız, aman sanılmasın. Biz derken de bencil bir kısıtlamadan yana, hiçbir zaman olmadığımız lütfen hatırlansın.
 
Amacımız, tekelci bir kendi içine büzülüş değil, tam tersi, dünyaya, evrene açılış. Ama kendi kişiliğimizle. Bu ortak birikime kendimize özgü bir şeyler katıp yararlı olarak. Türkiye anlamına gelen bizden, insanlık boyutundaki BİZ’e uzanmak istiyoruz.”
 
HALDUN TANER
İSTANBUL EFENDİSİ
 




																	
TARLA KUŞUYDU JULİET
 



																	
ALEMDAR (Tohum ve Toprak)
 




ALEMDAR
																	
 
Bugün 8 ziyaretçi (11 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol